2 Ekim 2013 Çarşamba

Haddini Bileceksin Bu Hayatta..

Yok yere atıp tutmayacaksın mesela.. Önce bir aynaya bakıp kendi yaptıklarını tahlil edeceksin.. Haklı bir savaşın varsa saldıracaksın etrafa.. Arayacaksın hakkını.. Koruyup kollayacaksın kendini ve hayatını..

Ama yok aynaya baktığında gördüklerinden sen bile utanıyorsan NAMUSUYLA yaşayan insanlara çamur atmayacaksın.. Deliye dönüp hırsını almak için boş konuşmayacaksın.. Edebini haddini bilip SUSACAKSIN..!!


SUSUYORSAK biz, edebimizden.. Sen de SUS "EDEBİNDEN"... 


Kaybetmek istemiyorsan hayatında GERİ KALANLARI..

28 Mayıs 2013 Salı

LÂL oldum..

Evet lâl oldum bugün..Gördüklerimi dillendirmek istemedim..Durdum..Dinlendim..Yutkundum..Sindiririm sandım ama yapamadım..Yaz o zaman dedim kendime.. Yaz ki içinde kalacağına bu acı dökülsün kelimelerinden.. Aslında bana ait olan hayatı yaşayan o insanlara baktım.. Benim olmam gerekirdi o resimlerde.. O anları ben yaşamalıydım en mutlu şekilde.. Çünkü o hayat benden ÇALINAN hayattı.. Sinsice ve acımadan benden çalınan HAYAT.. Şimdi onlar yaşıyor ya gülümseyerek sahte sahte.. Yukarda ALLAH var.. Başka da diyecek SÖZÜM YOK!!!

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Kıymetlim Ablam..

  Ne kadar şanslıyım ki şu hayatta sahip olabileceğim en iyi arkadaşa,dosta,ablaya sahibim.. Diğer yarım.. Kıymetlilerimin kıymetli ANNESİ ablam..Sende ne kadar şanslısın ki pırlanta gibi iki evlada sahipsin.. 
  Gözünün içine baktığım, hayranlıkla mücadelesini izlediğim, izledikçe daha çok hayran olduğum ablam.. Sabrın, sevgi dolu kalbin, emeklerin ve tüm sıcaklığın için en büyük saygıyı hak ediyorsun her zaman.. Allah'ım senin gibi mükemmel bir anneye evlatlarını da hayırlı etsin inşallah..
  Büyüdükçe gün geçtikçe daha çok arıyorum kardeşliğini..Ama öğrendik biz, kardeşlik yan yana olmak demek değil sadece.. kalp kalbe olmak, paylaşmak, sesini duymak duyurmak demek..Yan yana olamıyoruz çoğu zaman ama teknoloji sağolsun biraz da olsa su serpiyor yüreğimize :))

  Senin kardeşin olmak hep bir ayrıcalıktı benim için.. Her zaman da öyle olacak..
  SENİ ÇOK SEVİYORUM ABLAM..Anneler günün kutlu olsun..

08.05.2013  PINAR ESER TERZİ

Ben Bu Annenin Kızıyım..

  Yüreğinden sevgi akar benim annemin... Eğer hak ettiği gibi dokunursan gönlüne, kırmak için değil mutlu etmek için bakarsan gözlerine, okyanuslar kadar derin bir kalp bulursun karşında...
  Acısını en derinine kadar yaşar benim annem... Sonra dimdik kalkmasını da bilir ama... Sevincini de kalbinin ta derinliklerinden hisseder. O kadar ki; yüzünün (aslında onun hiç sevmediği ama benim bayıldığım bir parçası olan) pespembe halinden anlarsınız tüm duygularını :))
  Kendine yarattığı küçük mutlu bir dünyası vardır annemin... Kendi kurallarını koyduğu, vazgeçilmezlerinin olduğu küçük ama KOCAMAN dünyası..
   Kalkar kalkmaz kahvaltı etmesi gerekir mesela.. (Eğer ki etmezse zaten vay halimize :))) Hele ki kahvaltı sonrası türk kahvesi vazgeçilmezlerinden.. Küçük yaşta kahve yapmayı öğrenmemiz de bu sebeptendir heralde :))
  İki kızı iki de güzel torunu vardır bide en vazgeçilmezlerinden..

  İŞTE BEN BU ANNENİN KIZIYIM..


  Hep saygı duyduğum, tanımlayamayacağım kadar çok sevdiğim, başımı omzuna yasladığımda, sesini her duyduğumda, hatta onu her düşündüğümde ruhumda hissettiğim..huzur bulduğum bu annenin kızıyım..


  ANNEM.. BAŞIMIN TACI..


  Tek dileğim ileride senin gibi mükemmel bir anne olmak..SENİ ÇOK SEVİYORUM ANA KRALİÇEM..


08.05.2013 PINAR ESER TERZİ




28 Şubat 2013 Perşembe

KOCAMAN YÜREKLER..

Kadın neşesini, cıvıltısını etrafındakilerden alır. Annesinden, babasından, kardeşinden, eşinden, çocuğundan, arkadaşlarından...

Ayna gibidir KADIN.. Ne görürse onu yansıtır.. Sevgi verirsen karşılığında daha büyük bir sevgi görürsün..Şefkat gösterirsen yüreğini açabildiği kadar açar kadın.. Sever.. Korur.. Sabreder.. Bu yüzden kırılgandır da biraz.. Ruhuna dokunulsun ister.. Kırılmasın, incitilmesin..HAK ETMEZ ZATEN BU KOCA YÜREKLER darmadağın edilmeyi..


Şanslıdır bazıları, onlar için hayat güzeldir..Tüm sıkıntılara ve sorunlara rağmen dayanacak KOCAMAN bir sevgileri vardır..UMUT ları vardır geleceğe dair...Sırtlarını güvenle ve en önemlisi SEVGİYLE yasladıkları yakınları vardır yanlarında.. Peki ya diğer kadınlar?


Asıl sabreden kadınlar onlardır işte..BÜYÜK YÜREKLİ KADINLAR.. Saygı gösteren ama görmeyen.. Sabreden ama sabır görmeyen kadınlar.. İYİ yüreklidir onlar ama karşılarına hep kendileri gibi birileri çıkmaz.. Hayat işte!! Belki de şans yani ŞANSSIZLIK..!!


Beddua etmek kötüdür ama söze ne hacet.. En güzel beddua kadının gözünden dökülen GÖZYAŞIDIR..

7 Şubat 2013 Perşembe

Şiddet..

Hayatımızın her anında var olan, bazılarımızın göz ardı ettiği, bazılarımızın kabullendiği, bazılarımızın sesini duyurmaya çalıştığı acı bir gerçek.. Sadece fiziksel şiddet değil üstelik..Ruhsal şiddet..Sözlü Şiddet.....

Kadına ya da erkeğe şiddet uygulamak için illa dövmek, dövdürmek, bir silah aracı kullanmak gerekmiyor. Laflarla da, özgürlükleri kısıtlamayla da gayet güzel şiddet gösterebiliyoruz karşımızdakine.. Paylaşamadığımız neyse?

"Kadına şiddette dünya ikincisiymişiz..." 

Ne kadar acı değil mi?

Şiddet zayıflık göstergesidir..Kendine güvensizliğin işaretidir. Karşındakini aşağılıyorsan, küçük görüyorsan, sözlü ya da fiziksel olarak ona zarar veriyorsan asıl sen ACİZSİN..!!! Çünkü kendini bununla güçlü sanırsın..Elinde başka bir şey yoktur çünkü.. Başka bir dayanak.. Söyleyecek sözü yoksa bağırır insan, ezmeye çalışır karşısındakini (insan dediysem.....). Aynaya bakmaz hiç..Kendi yaptıklarına her zaman bir mazereti vardır.. İŞ STRESİ.. YORGUNLUK.. ALKOL.. UYUŞTURUCU.. KISKANMA.. BUNALMA.. Bunların hiç biri şiddeti haklı çıkarmaz halbuki.. Hiç biri bahane olamaz yapılan zulme.. Karşındakinin bedeninde, ruhunda açtığın yaraların açıklaması olamaz ki.. 

Peki hukuk ne yapar? 

Kadın şikayet eder, karakolda kocasına/babasına geri teslim edilir.. Dayak yer hastanelik olur, adam ifade verir serbest kalır.. Bıçaklanır/vurulur ya da dayaktan öldürülür ve artık iş işten geçmiştir. Ölene kadar sahip çıkmadığın vatandaşına/arkadaşına/karına/kızına öldükten sonra ağlasan ya da cezalandırsan ne yazar.. Giden gitti.. Günde hatta saatte kaç can gidiyor bu sebeplerden.. O kahrolası elleriniz havaya kalktığında, o sesleriniz yükseldiğinde karşınızda kendi annenizi/kızınızı düşünün..VİCDANINIZ VARSA EĞER...!!!

PINAR ESER TERZİ  07.02.2013


31 Ocak 2013 Perşembe

Ölüm..

Bizi en çabuk büyüten acı..Yüreğimizi yakan, sevdiklerimizi alan, artık olmadıklarına inandıran tek bir kelime.. Ne kadar da anlam yüklü bu kelimede.. Dedem, dayım, kuzenim, babaannem, eniştem gizli o kelimede..ve daha niceleri..

Hastalık, ecel, kaza ne dersen de sonunda söyleyeceğin tek şey ÖLDÜ..Artık yok..

Bir laf vardır çok sevdiğim;

"Doğduğun zaman okunan ezan öldüğünde kılınacak namaz içindir..!!"

diye. Ne kadar doğrudur aslında. Hayatta bu kadar kısa değil midir?

Peki madem göçüp gideceğiz bu hayattan dolu dolu yaşayıp tadını çıkarmak dururken kaprisler, stresler, sitemler, ağlayışlar, yalanlar, yakınmalar,küslükler  NEDEN?  Bu burnu havadalık, kıymet bilmezlik, bencillik, ben merkezcilik NEDEN?

Keşke istediğimiz bir ana geri dönme şansımız olsaydı..Kırıp incittiğimiz, yitip giden sevdiklerimizle o anları  telafi edebileceğimiz günlerimiz olsaydı.. Ama artık yok..Gidenler geri gelmiyor. Kalanların kıymetini bilmek rahatlatır ancak yüreklerimizi.. Birlik olmak, birlikte olmak..

EN ÖNEMLİSİ boş değil KALİTELİ ZAMAN geçirmek..İyi ve faydalı şeyler yapmak.. Kafelerde restaurantlarda geyik yapıp boşa para harcamak değil.. Yanlış anlaşılmasın onlarında yapılması lazım..Benim lafım bunu yaşam tarzına dönüştürenlere..Hayat o kadar yaşanılası ki kaybettiğimiz her dakika çok kıymetli.. Bizi yaşatan kalp durduğunda ve o son nefes verildiğinde arkada iyi bir geçmiş bırakmak gerekir..KALİTELİ BİR GEÇMİŞ..

Pınar Eser Terzi   31.01.2013

30 Ocak 2013 Çarşamba

Küçük Gelinler..

Ayşe Armanın bir yazısı vardı bugün Hürriyet'te. Küçük yaşta evlendirilmiş, sahip çıkılmamış, hor görülmüş hatta işkencelere maruz kalmış bir küçük gelinin acı sonunu anlatıyordu. Davasına ortak olmaya çağırıyordu bizi VAN'a..

Düşündüm de, etrafımızda onlarca küçük kadın var ve onlar için savaşan bir avuç insan..Peki biz ne yapıyoruz?


Kadın sığınma evlerine gidiyor muyuz? Gönüllü olarak hizmet edebiliyor muyuz? En azından destek oluyor muyuz? Aslında yaşam gailemizin içinde ne kadar da monoton hayatlar yaşıyoruz..


Bir kadın düşünün.. 15-16 yaşında evlendirilmiş..18'inde hamile kalıp sokaklarda bebeğini doğurmuş (ölü olarak-kaldı ki kendi yaşadığı hayatta yaşamasını zaten istemiyormuş) küçücük pis bir tuvalete kapatılmış..AÇ..SUSUZ.. Sadece 6 ay dayanabilmiş..30 kiloymuş bulunduğunda.. Anne babası neredeymiş peki o kadar ay boyunca? Tabi ki klasikleşen laflarını söylemişler "KIZIM YERİN KOCANIN YANIDIR..!!" Şimdi öldü o kız..Yeri gerçekten de kocasının yanıymış..Teşekkürler annesi, babası, ona sahip çıkan AİLESİ..


İşte bir KÜÇÜK GELİN dramı daha.. Kız-Erkek fark etmez, okuyun, akıllanın, iş sahibi olun..Evlilik doğru zamanda yapılırsa güzel ve anlamlı..


VE AİLELER.. Evlatlarınıza sahip çıkın.. Sık boğaz etmeyin ama takibi de elden bırakmayın..


Pınar Eser Terzi - 30.01.2013

29 Ocak 2013 Salı

Baba olmak kolaydır. Zor olan BABALIK yapmaktır...



Ebeveyn olmak kolaydır. Bir çocuk doğurduğunuzda veya doğmasına sebep olduğunuzda kolayca anne-baba olabilirsiniz. Asıl önemli olan aile olabilmektir. O aileyi sağlıklı ve huzurlu bir şekilde sürdürmek, hayata gelmesine vesile olduğunuz yaşamlara SAHİP çıkmaktır. Çünkü böyle olur ANNELİK-BABALIK..

Bu duyguyu hissetmek için birebir yaşamanıza da gerek yok. İçten gelir sahiplenme ve sorumluluk duyguları. Yeğeninize, kuzeninize, hatta komşu çocuğuna karşı bile açabilirsiniz şefkatli kollarınızı.. Eğerki size bağlı, muhtaç bir can varsa karşınızda, üstüne bir de sizi koşulsuz şartsız seviyorsa.. O masum bakışları hep sizin göz bebeğinize bakıyorsa güven duyarak.. Peki kendi evladınız?

İsteyerek veya istemeyerek, öyle ya da böyle dünyaya getirdiyseniz o çocuğu bir şekilde sevmeye de mecbursunuz demektir.. Evet belki zoraki hiç bir sevgi kabul edilemez ama söz konusu EVLADINIZ OLDUĞUNDA ve onun seçim şansı olmamasına rağmen dünyaya sizin çocuğunuz olarak geldiyse MECBURSUNUZ SEVMEYE, İLGİLENMEYE..!!

Annelik öğrenilmez..Kadınların çoğu (istisnalar dışında) bu duyguyla doğarlar. Erkekler ise çocukları olduktan sonra öğrenirler BABA olmayı.. Çocuklarıyla büyürler, olgunlaşırlar aslında.. Baba olan ya da olmayan ERKEKLER..SÖZÜM SİZE..

"KENDİNİZE DE EVLADINIZA DA ŞANS VERİN..ONU SEVİN..ANLAYIN..BABA-KIZ/OĞUL GÜNLERİ YAPIN..VAKİT AYIRIN..EN AZINDAN DENEYİN..ÇÜNKÜ SİZE MUHTAÇ VE SİZİ KARŞILIK BEKLEMEDEN SEVEN BİR CAN VAR KARŞINIZDA..SİZİN SEBEP OLDUĞUNUZ.."

PINAR ESER TERZİ - 28.01.2013

Bir Gün Daha..



Bir gün daha geçerken hayattan..Aslında bir önceki günden daha olgunken artık..Bir gün daha yaşlanmışken..Bir gün daha nefes almışken bu dünyada..Bir gün daha sevdiklerinin sesini duymuşken..Onlara sarılmışken ve koklamışken..NE KADAR ŞANSLISIN ASLINDA..

İnsan hep kaybedince mi anlar değeri, kıymeti? Yanındayken de sevmek, düşünmek gerekmez mi? Peki sevmek sık boğaz etmek midir? Düşünmek, özlemek karşındakine de bu hakkı vermeyi gerektirmez mi?

Özlemek nedir aslında?

UZAKLIKTIR ÖZLEMEK...Yetinmektir, mutlu olduğunu görüp mutlu olmaktır. Her an yanında olamayız sevdiklerimizin.. Tadı da bundandır zaten özlemenin..özlemin..

PINAR ESER TERZİ - 15.01.2013